Kitap okuyan Komşu Kızı Ayşe
Kendimi tutamadım. Sessizce yanına yaklaştım, kanepenin yanına diz çöktüm. Elini uzatıp tuttum. Parmaklarım, onun narin parmaklarına değer değmez, içimden sanki bir elektrik geçti. Önce hafifçe irkildi, sonra gözlerini kitaptan ayırıp bana şaşkın şaşkın baktı. Gözlerinde o an beliren ifadeyi asla unutamam: şaşkınlık, biraz arzu, belki hafif bir utangaçlık... Beni daha da heyecanlandırdı bu.
Parmaklarımı onun yumuşacık elinde gezdirdim, sonra yavaşça yukarıya doğru, bileğine doğru çıktım. Orada nabzının hızlı hızlı attığını hissettim. Eğilip bileğini öptüm, teninin sıcaklığı dudaklarıma yayıldı. Ayşe'nin dudakları hafifçe aralandı, kitabı kucağına bıraktı. Tenlerimiz ilk kez bu kadar net bir şekilde birbirine değdiğinde, aramızdaki gerilim hissedilir bir yoğunluğa ulaştı.
Artık kelimelere gerek yoktu. Gözlerimiz birbirine kenetlendi. Onun titrek bakışları benimkilerle buluştu. Vücudunu saran o geceliği, omzundan aşağıya doğru sıyırdım. Kumaş, ipeksi bir fısıltıyla bedeninden aşağıya süzülürken, Ayşe'nin loş ışıkta parlayan teni, tüm çıplaklığıyla gözlerimin önüne serildi. Her kıvrımına, her detayına hayran kaldım. Gözleri kapalıydı ama yüzünde hafif bir tebessüm vardı.
Ayşe'yi ayağa kaldırdım. Ellerini boynuma doladı, beni kendine doğru çekti ve yeniden öpüşmeye başladık. Öpüşmemiz derinleştikçe, onu kucağıma aldım. Tenimin onun tenine değdiği o an, içimde tarif edilemez bir tatmin duygusu yayıldı. Kalçaları kalçalarıma, ayaklarıma değen ayakları... Her bir hücremiz bir aradaydı. Yatağa doğru yürüdüm, her adımımız aramızdaki tansiyonu daha da artırıyordu.
Tutkunun Doruğu: Sevişmenin Her Anı
Yatağın kenarına geldiğimizde, onu nazikçe yatak örtüsünün üzerine bıraktım. Üzerine eğildim. Ellerim, Ayşe'nin pürüzsüz karnında yavaşça gezindi, sonra nazikçe göğüslerine tırmandı. Teninin sıcaklığı, avuç içlerimde dans ediyordu. Parmağımı memelerinin arasına, sonra üzerine dokundurdum. O an, Ayşe'nin dudaklarından hafif bir inilti döküldü, gözleri hafifçe aralandı, sonra tekrar kapandı. Dudaklarım, Ayşe'nin boynundan omuzlarına doğru indi, sonra hassas memelerine doğru kaydı. Onları emmeye, okşamaya, nazikçe ısırmaya başladım. Her dokunuşumla, Ayşe'nin bedeninde yeni bir titreme başlıyordu. Ayşe'nin elleri saçlarımın arasında, beni daha da yakınlaştırıyordu. Kasığına doğru indiğimde, onun da benim kadar arzuladığını hissettim.
Artık hiçbir engel yoktu. Vücutlarımız tamamen iç içeydi. Tenlerimizin her kıvrımı, her sıcaklığı, birbirimizin tenine işleniyordu. Nefeslerimiz, inlemelere karıştı. O an, sadece ikimiz vardık; iki ruhun, iki bedenin, tutkuyla birleştiği o en mahrem, en ilkel dans... Zihinlerimiz boşalmış, sadece anın getirdiği duyusal patlamalarla doluydu. Ayşe'nin altımdaki hareketleri, benim her hareketime karşılık veriyordu. Ritme kapıldık, her temas, her itme, bizi daha da derin bir hazza taşıyordu. O an, Ayşe'nin gözlerinde gördüğüm şey, sadece fiziksel birleşme değil, aynı zamanda ruhlarımızın da en derin noktada birbirine kenetlendiği, saf ve dizginsiz bir aşktı. Odanın sessizliği, şimdi tutkulu inlemelerimizle doluydu.
İşte böyle oldu o akşam. Ayşe'nin kitabı, o anın en sessiz tanığıydı.